7 Nisan 2008 Pazartesi

YAĞMUR YAĞDI BÖYLE OLDUM...



Cumartesi hava güneşliydi, kankamla önce onun sınavına gittik sonra kahvede okey oynadık. Bizim gittiğimiz kahve çok keyifli. Başka kahvelere benzemiyor. Yüzde yüz gay. Ayısı da geliyor, travestisi de. Akşamına bizim tayfayla birlikte yaptığımız mangal partisi eğlenceli geçti. Çok eğlendik... Sayılır. Ben ayrılıkları sevmiyorum... Ve o gecenin havasında ayrılık vardı. Nefes alamadım.

Gece eve döndüğümüzde, itiraf ve şikayet saatine denk gelmişiz. Herkes eteğindeki taşları döktü, bazıları baş yardı, bazıları da gönülleri...

Pazar uyandığımda yağmur yağıyordu. Kötü bir moodun ilk işaretleri vardı yüreğimde... Bozmadım. Evden çıkmadım. Birşeyler yazayım dedim olmadı. Parmaklarım hep yanlış kelimelere gitti. Bıraktım. Televizyon izledim sıkıldım, wordabula oynadım sıkıldım. Yüreğim sallanıyordu, pencereden baktım rüzgar varmış... Kankam dvd getirmiş, kötü adamın kıçına bıçak sokulan kötü bir action filmi izledik. Herkesin canı yandı. Ben uyuşmuştum hissetmedim.

Benim sevgilim adam gibi adam. Sağolsun, akşam işten eve geldiğinde her zamanki gibi olmadığımı görünce üzerime gelmedi. Sormadı neyin var diye, hep güleç baktı sabırla, yatarken şarkılar dinledik Müzeyyen Senar’dan, birbirimize sarıldık... İyi geldi. Yağmur da dinmişti galiba. İki sene geçti artık sözler daha az kullanılır oldu aramızda, bedenlerimiz yetiyor derdimizi anlatmaya...

Artık güneş ısıtsın istiyorum ruhumu. Yoksa çıldıracağım

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hayır olsun hayıra gitsin diyelim...



hafta sonu sınavlara denk geldiğinden blogla pek haşır neşir olamadım anca okuyorum ( saat gecenin bilmem kaçı ve ben hastaneden geleli sadece 2saatçik oluyor)