22 Nisan 2008 Salı

AYRILIK DA SEVDADANDIR

Yine elim klavyeye varmadı uzun süre. Nedeni ayrılık. Kankam ayrıldı sevdiğinden. Kankam bu aralar tam olarak nasıl bir haleti ruhiye içerisinde bilmiyorum. Çünkü hiç birşey yokmuş gibi yaşıyor hayatını. Ben allak bullak oldum. Veya üstadımın dediği gibi şallak mallak...

Bana ayrılıklar yaramıyor onun farkına vardım. Kelimelerim tükeniyor sanki. Benimkiyle bayağı bi gerildik. Ufak tefek şeyler yüzünden kırıldık birbirimize, Allah'tan çabuk toparlıyoruz biz. Öküz kafası büyüklüğünde nazarlıklarla dolaşmamız gerekecek bizim. Etrafımızdakiler çok sorar, sizin ilişkiniz gerçek mi diye, evet gerçek. Ama o kadar tuhaf ilişkiler yaşanıyor ki ortamımızda, bizim ilişkimiz tuhaf kaçmaya başlıyor.

Birisiyle aynı yolda yürümeye karar verince, tüm insanları bir kenara itip sadece birisinin hayatınızın merkezine koyuyorsanız ona göre de davranmanız gerekiyor kanaatimce. Tabiki orkide falan değiliz, solacak batacak bir tarafımız yok ama yine de insan biraz sevdiğine özen göstermeli. Ama benim gördüğüm, partnerler, dikkatinizi çekerim partner diyorum eş ve de sevgili demiyorum, partnerler o kadar sert davranıyorlar ki birbirlerine nutkum tutuluyor. Sanki sesini yükselttiği, laf soktuğu, terslediği sevgilisi, aşığı, aynı yastığa baş koyduğu şahıs değil, kanlısı, düşmanı... Vardır bir nedeni bu tür davranışların ama ben bir türlü anlayamadım, anlamak da istemiyorum sonuç itibariyle.

Ben de bu ilişkimden önce bu tür deneyimler yaşadım. Tanıştığımız günden ayrıldığımız güne kadar sürekli bir kavga hali içinde yaşadığım bir ilişkiden sonra çantada keklik muamelesi gördüğüm bir başka ilişki. İnsan sevince cidden çok tuhaf durumlara katlanabiliyor. Bütün benliğini bok çukuruna atıp üzerine bir de işeyebiliyor. Ama ben önünde sonunda benim gibi aşkı bilen ve bu doğrultuda bir ilişki isteyen adam gibi bir adamla karşılaşacağımı biliyordum. Çok şükür hayal ettiğimden daha fazlası var sevdiğimde...

Bu yazının amacı sevgilime methiyeler dizmek değildi. Ancak nokta oraya geliyor nedense. Belki methiyelerin bir kısmı gizli gizli bana, onu da tam kestiremiyorum. Ama o kadar çok, sevgili tenör ozanımız Burak Kut'un dediği gibi 'yaşandı bitti saygısızca' türünde ilişkiler görüyorum ve şahit oluyorum ki aşkıma methiyeler dizmem adeta farz. Biz de her çift gibi tartışıyoruz, kalp kırıyoruz, kavga ediyoruz. Ama bırakın kavga etmenin, kalp kırmanın dahi bir adabı var. Bu kurallara uyulduğu müddetçe sevgi baki kalıyor. O tartışmalarda söylenenen onca kırıcı söze rağmen, birbirimize gücenmiyoruz. Çünkü biz ikimiz biliyoruz ki kavgalar da sevdadandır. Nasıl ki ayrılıklar da sevdadandır ama şart değil.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

ne güzel demiş dimi..
ayrılık da sevdaya dahil..çünkü ayrılanlar hala sevdalı..

ya bahettiğin konu gerçekten çok doğru..ben mesela kavga ederken tam kendimi kaybedeceğim sırada yaşadığımız güzel anları düşünüyorum..ona şimdi biri zarar verecek olsa canım yanar mı diyorum..ve canını yakmaktan vazgeçiyorum:))

Adsız dedi ki...

gidene bye bye gelene hay hay bir devirde yaşanmışlığa saygı duyarak bitirebilmek te güzel be deliayı boşver varsın ayrılık olsun mazide kalsada mutlu bir anı olarak saklayabiliyorsan ne ala ama olayı çirkinleştirmekte var yaşanmışlıkları görüyoruz yakın uzak bu çevre bizimken sevdada bizden yana ayrılıkta ne diyelim kalan sağlar bizimdir


yüreğinle kal

Draga dedi ki...

Ayrılıkda sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevdalı bu sözü çok seviyorum sanırım bende böyle birşey yaşadığım için..Ben bi ilişkinin lay lay lom gitmesini istemeyenlerdenim belki de bu benim hatam olmuştu.Sonuçta sevdiğim kişinin canı acıyorsa,bişilere kızmış ama içine atıyorsa bana söylemesini gerekirse bana boşaltmasını isterdim içini..Ama o kişi bana bi kere olsun sesini yükseltmedi.Ben içini döksün diye o kadar üstüne gitmeme rağmen sen haklısın diyip sustu.Sanırım bu kişilerin aldığı terbiyeye,kişiliğine kadar varıyor.
Sevmek en güzel meziyet bence,sevdiğini el üstünde tutup sanki cebindeki kristal bir biblo gibi koruyup saklayabilmek en güzeli..
Deliayı ne zamandır yoksun diye sitem ediyordum kendi kendime..Malum bende artık kelimelerimi tükettim konuşamıyorum..Senin yazıların ilaç gibi geldi.Tşkler...