25 Mayıs 2010 Salı

Küçük bir kasaba ortada yok

Ömrüm boyunca hep erkeklere ilgi duydum. Belki dört yaşındaydım ilk kez bir erkeğe başka gözle baktığımda... Ama kimlik olarak cinsel yönelimimi tanımlamam 23 yaşımdayken oldu. Bir çok eşcinselde olduğu gibi çok sancılı bir süreçti kabulleniş dönemim. O zamandan bu yana neredeyse 20 yıl geçti. O zamandan bu yana da neredeyse eşcinsel ortamlarla hiç bağım kopmadı...

Bazen daha az bazen daha çok hep gitmişimdir, gay mekanlarına. Bütün mekanları bilirdim, şimdi neredeyse hiçbirine gitmiyorum, Bearphorus ve Tekyön gittiğim mekanlar...

Ama yazının konusu bu değil aslında. Konu şu, 20 yıllık geçmişimde takıldığım mekanlara gelen, müşterisi olan gay nüfus ne kadardı. 10 bin, 100 bin, 300 bin... Daha fazla belki... Ayı gruplarına giren, LGBT gruplarınyla ilişki içerisine girenlerin sayısı, yaş ortalaması ne acaba

Ve bugün bu insanlar nerede... Dün ellerinde donlarıyla barlarda parklarda fıldır fıldır koli peşinde koşan insanlar, yaşıtlarım örneğin, bugünlerde ne yapıyor. Yarısı evlenmiştir büyük olasılıkla, aile baskısı, toplumsal baskı vesaire...Ama diğer yarısı ne yapıyor... Hoş evlenmiş olsabile insal cinsel yönelimini ne kadar baskılayabilir ki... Yani ne bileyim, bundan onbeş sene önce Prive'de, Beşince Kat'ta veya Barbahçe'de çılgıncasına aşk yaşayan delikanlılar bugün nasıl bir psikoloji içerisinde. O günleri nasıl yad ediyor, gizliyor... Ve asıl önemlisi neden gizliyor. Eşcinselliğini nasıl yaşıyor... İnternet üzerinden, sadece gay pornolorarına bakarak mı acaba, valla merak ediyorum...

Yani az buz bi rakamdan bahsetmiyorum ben burada. En az 50 bin kişi vardır. Küçük bir kasaba büyüklüğünde bir eşcinsel nüfus ortalıkta yok. Neredeler, ne yapıyorlar... Bi gençlik heyecanıydı geldi geçti mi gerçekten?

Hiç yorum yok: