24 Mayıs 2010 Pazartesi
HAFTAYA HARDCORE TAKILACAĞIM
Partileri oldum olası sevmişimdir, babamdan kalan bi alışkanlık galiba
O ve annem tabi parti falan yapmazdı, en azından bildiğim kadarıyla, ama bizim evde haftasonları misafir hiç eksik olmazdı. Yani evde değilse başka yerlerde, dost ziyaretlerinde. Her haftasonu mutlaka ama mutlaka bi kalabalığın içindeydik ailecek. Babamın sesi iyidir, eline bi de bağlamasını alır, meyhane havaları falan söylerdi... Alkolün haddi hesabı yoktu bizim evde haftada içilen bira, şarap, rakı ve viskiyle orta büyüklükte bir tekel bayii açılabilirdi...
Zavallı annem, cinnet geçirirdi, gündüz çalış akşam misafir ağırla...
Ben de böyleyim, eskiden daha da bi böyleydim, eğlence olsun, konser olsun, parti olsun kaçırmam... Hayat eğlenceden mi ibaret, hayır hiç de değil ama eğlence varsa da kaçmayacaksın tam ortasına dalacaksın ki, hayat dengelensin...
Bi de partiye falan gelip kös kös duran büyük bir güruh vardır. Gelirler üç saat hiç kımıldamadan kıçlarını duvara yaslayıp dururlar sonra da giderler... Ne o partiye gittiler. Ooooooldu. Kimsenin John Travolta olması beklemiyoruz, ama arada bi yaylan hoşlandığın birinin karşına geç biraz figür yap (abartmadan)... Yok.
Galiba dans etmek, eğlenmek hafiflik olarak algılanıyor diye düşünüyorum bizim toplumda. Halbukim dünyada folklorik dans anlamında bu topraklardan daha zengin başka bir coğrafya yok... Yani dans etmek aslında bizim genlerimizde var demek istiyorum, kasmamak lazım, serbest bırakmak lazım, rahat olmak lazım.
Türkiye Ayıları'nın partileri maalesef IBC partilerine göre daha bi sönük geçti daha önceki yıllarda. Sevgili Husbear olmasa daha da sonuk geçecek, adam neredeyse tek başına herşeyi organize ediyor. Diğerlerine de biz parti yaptık, çok da güzel yaptık demesi kalıyor. Sahiplenmiyorlar maalesef. Halbuki Türkiye'de eşcinsellerin organize ettiği bir parti düzenlemek öyle geçiştirilecek birşey değil. Daha o noktaya gelmedik. Her ne kadar politik görünmese de bu parti olayı, son derece politik bir duruşdur, göt ister... Çünkü neden, gizli açık bir çok baskıya rağmen yaşamaya çalıştığımız bir toplumda her şeye rağmen ben/biz varızın bir dışavurumudur partiler, organize işler. Ve herkes bi şekilde elini bu koca kayanın altına koymalıdır. Yıllardır bu tür organizasyonları takip eden bendeniz, biliyorum ki, bu partilere iştirak edilerek, güzellikten başka hiç bişi olmuyor. Ne fişleniyon ne de copları yakından tanıma fırsatın oluyo.
Üstelik, kendini 'kalabalık' hissetmekten daha güzel ne var. Çok şey var ama kalabalık hissetmek de güzel onu demeye çalışıyorum. Yılda üç kez, ayılar ve ayı severler bir araya geliyor. İnsan bi şekilde kendini iyi hissediyor bea...
Benim tek bi sorunum var sadece. Partiye on günden az bi zaman kaldı ve ben daha ne giyeceğime karar veremedim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder